Hindistancevizi ağacı gövdesinden oyulma balıkçı teknesi şafağın aydınlığında yavaş yavaş denize açılıyordu, içindeki iki zencinin tembelliği, kürek çekişlerinden hemen anlaşılıyordu. Tropikal bölgelerde olduğu gibi burada da güneş doğduğu anda etrafı anında aydınlatıve-riyordu. Teknenin önünde av peşinde koşan uçanbalıkların parıltısı tuhaf bir görünüm yaratıyordu. Büyük Bahama adasının yeşilliği denizin mavisinden kumsalın oluşturduğu beyaz bir çizgiyle ayrılıyordu. […]
Kategori: Genel
Gerard De Villiers – 83 Gorev Yeri Santiago
Güneyden gelen plakasız gri steyşın “404”, Miguel Claro Caddesi’nden hızla ilerlerken farları sisli caddeyi aydınlatıyordu. Saat henüz sabahın beşiydi ve sokağa çıkma yasağı birkaç dakika önce sona ermişti. Yine de Santiagolular saat 5.30 dan önce sokağa çıkmıyorlardı. Zira Cunta’nın toplama kampına gönderilmeleri işten bile değildi. Ulusal Haberalma Örgütü DİNA ve karabinyeroslar şakaya gelmezdi. Saat birden […]
Gerard De Villiers – 82 Nasser Plani
Saronikos Körfezi’nin üzerindeki kurşun gri- si bulutlar arasından, yere doğru yaklaşan, gü- müş gibi parlak bir nokta göründü. Bu Atina Havaalanı’na inmek üzere olan bir uçaktı. Malko saatine bir göz attı. Bu, Tripoli’den ge- len Libya Havayollan’nın uçağı olmalıydı. Ya- ni beklediği uçak. Atina Havaalanı’nın büyük salonu, sonuna kadar açılmış olan klimaya rağ- men, boğucu […]
Gerard De Villiers – 81 Barranquilla’da Duello
Üzerinde Amerikan armasından başka bir şey bulunmayan gümüşi eski DC 7, Karaibler Denizi üzerinde 3000 metre irtifada güneye doğru uçuyordu. Kanat altlarındaki tam gaz verilmiş dört adet Pratt and Withley motorunun yarattığı titreşim, uçağın gövde perçinlerini attıracak denli güçlüydü. Uçak zaman zaman “David Tayfunu”ndan arta kalan sert hava akımlarında sarsılıyordu. Bütün bunlar içerdeki iki yolcunun […]
Gerard De Villiers – 80 Panama’da Kargasa
Üzerinde “Frontera-David” yazan bir minibüs, arkasında bambu yükü taşıyan bisikletliyi ezmemek için yavaşladı. Julio Chavarria uykusundan uyanarak dışarıya bir göz attı. Fakat göz alabildiğine uzanan yemyeşil ormandan başka bir şey göremedi. Kostarika ve Panama arasındaki Paso Canoa gümrüğünden geçtiklerinden beri manzara hiç değişmemişti. Minibüs radyosundan yükselen yöresel müziğe ve yolcuların gürültüsüne rağmen tekrar uyumaya çalıştı. […]
Gerard De Villiers – 79 Bagdat Mahkumlari
Malko güneşten kamaşan gözlerini kırpıştırdı ve bir an durdu. Omzunda Çekoslovak malı bir makineli tüfek bulunan nöbetçi sert bir hareketle iterek onu diğer mâhkumların bulunduğu kafeslerden birine itti. Kafesler, hayvanat bahçelerinde vahşi hayvanların kapatıldıkları türdendi, iki kafeste toplam on iki mahkûm bulunuyordu ve Bağdat’ın yirmi beş kilometre güneyindeki Bakuba hapishanesinin avlusunda bir köşeye yerleştirilmişti. Saat […]
Gerard De Villiers – 76 BM ‘de Kasırga
Lesotho Cumhuriyeti’nin tam yetkili ve harika elçisi, Ekselansları John Sokati’nin içini huzur kapladı. Büyük pencereden, Sovyetler Birliği’nin armağan ettiği gül bahçesine bakıyordu. BM’nin her önemli toplantısında olduğu gibi temsilcilerin barı tıklım tıklımdı: içeri girenler kendilerini Bamako çarşısında sanabilirlerdi. Afrikalı temsilciler, BM nüfusunun üçte birinden fazlasını temsil ediyorlardı. Çalışmalardan sıkılan beyaz meslektaşlarının tersine onlar toplantılara ve […]
Gerard De Villiers – 75 New York
Loş odada iki parlak, siyah göz Malko’nun üzerine dikilmişti. Malko gördüğü hayali yok etmek istercesine, sağ eliyle Sabrina’nın vücudunu aradı. Çıplak teninde hâlâ, sevişmelerinin etkisiyle oluşan tere karışmış, hafif bir parfüm kokusu duyuluyordu. Geçen gün 53. Cadde’deki “Cheetah” adlı büyük bir diskotekte dans etmişlerdi. Sabrina’ nın üzerinde tamamen altından yapılmış, oldukça göz alıcı bir tunik […]
Gerard De Villiers – 74 Belgrad da Olum Dansi
Tuna üzerine ince ince yağmur yağıyordu. Çok yakında Ratno Ostrvo Adası bile zorlukla seçilebiliyordu. Kivork Davudyan titreyerek mantosunun yakasını kaldırdı. Beyrut’ta yetişmiş olduğundan, Belgrad’ın soğuğuna alışık değildi. Üstelik buranın meşhur Karpat rüzgârı da henüz esmeye başlamamıştı. Bazen günlerce korkunç bir kasırga hüküm sürer ve bütün Tuna’yı dondururdu. Kivork Davudyan, Edvarda-Kardelja Bulvarı boyunca iki kilometre kadar […]
Gerard De Villiers – 73 Saygon Operasyonu
Richard Zansky’nin bürosundaki havalandırma cihazı sımsıkı kapalı pencerelerden içeri sızan nemli muson sıcağına karşı koyabilmek için korkunç bir gürültüyle çalışıyordu. CIA’nın Saygon’daki bir numaralı adamı duvardaki dereceye bakmak için yerinden kalktı. Temmuz ayının sıcağı Vietkonglu düşmanlar kadar amansızdı. Richard Zansky altıncı kattaki odasından aşağıya bir göz attı. Görüş alanı Amerikan elçiliğini çevreleyen duvarlarla sınırlıydı. Zemin […]
Gerard De Villiers – 72 Seysellerde Yaris
İleriye, şu tarafa bakın! Diye bağırdı Jan Stuck… Üzerinde kuşlar uçuştuğuna göre, iyi bir şey olmalı… Oswald Barclay dudak büktü. Alçaktan uçuştuklarına bakılırsa balık sürüşüdür, dedi. Yine de gidip bir göz atalım… Oswald Barclay dümeni sola çevirdi ve sürat teknesi batıya yönelerek hızlandı. Bir mil önlerinde alçaktan uçuşan bu kuşlar o noktada bir balık sürüsünün […]
Gerard De Villiers – 71 Peruda Av
Amerikan elçiliğinin damını çevreleyen taş korkuluğa dayanmış olan CIA’nın görevlisi Tom Burns, dört kat aşağıda bağıra çağıra Arequipa Caddesi’ne doğru ilerleyen kalabalığı tiksinerek seyrediyordu. Binlerce ayağın kaldırdığı toz bulutu arasında kırmızı bayraklar, hükümeti lanetleyen sloganlar farkediliyordu. Kalabalık elçiliğin önüne geldiğinde, yumruklar havaya kalktı ve kalabalık tek bir ağızdan bağırmaya başladı: — Yankee go home! Viva […]
Gerard De Villiers – 70 Gandhiye Olum
Lal Oberoi irice bir hamamböceğini ürküterek oda penceresinin pervazına yaslandı. Temple View Hotel, Altın Mabet’e hakim bir yerdeydi. Boyu yüz metreden fazla olan havuzun çevresinde manastırları hatırlatan kare biçimli beyaz binalar vardı. Havuzun tam ortasında, Harimandir diye bilinen küp biçiminde bir adak yeri bulunuyordu. Altın yapraklarla örtülü bu adak yeri havuz çevresindeki mermer gezi yoluna […]
Gerard De Villiers – 69 Zairede Korku
iki zenci, ağır adımlarla Intercontinental Oteli’nın yüzme havuzunu kafeteryasından ayıran basamaklardan indiler ve durdular. Kara gözlüklerinin arkasına gizledikleri bakışlarını geniş şezlonglara uzanmış insanların üzerinde gezdirdiler. Akıllarından neler geçirdiklerini ancak Tanrı bilirdi. Kendilerini farkeden garsonlar belli belirsiz bir telaşla kıpırdanıp hareketlerini hızlandırdılar. Bu iki yabancının üzerlerinde sahra tipi Mao yakalı kahverengi birer ceket ve uygun pantolonları […]
Gerard De Villiers – 68 Amman’da Katliam
Atina’nın yeni havalimanı binasında bunaltıcı bir sıcak vardı. Mayısta böyle sıcak inanılır gibi değildi. Arthur Baker paketindeki son sigarayı yakıp kulak kabarttı. Hoparlörlerden bir ses yükselmişti: “… TWA’nın Kahire ve Karaçi istikametinden gelen 271 sefer sayılı uçağı…” iki buçuk saatlik bir rötar hiç de fena sayılmazdı! Arthur Baker elindeki sigarayı atıp yolcuların gireceği 8 numaralı […]
Gerard De Villiers – 65 Varsova’da Huzur
Viyana karlar altındaydı. Sessizce süzülen iri beyaz taneler, Kohlmarkt Caddesi’nin kaldırım kenarlarına sıkışmış buz parçacıklarını örtüyordu. Koyu ve gri renkli binalar daha bir kasvetli görünüyordu. Bordo renkli Rolls Royce buz üstünde hafifçe kayarak Graben Caddesi’nin köşesine yakın 24 numaranın önünde durdu. Burası vitrini buğulanmış eski püskü bir dükkândı. Üstünde gotik harflerle yazılmış “Antiken Handler” ibaresi […]