Kategori: Genel

Walter Benjamin – Moskova Günlüğü

BENJAMINTN Moskova Günlüğünde, tam kaynaşmadan birbirine dolanan üç öykü çizgisi seçilir. Biri, Letonyalı Bolşevik tiyatrocu Asja Lacis’e aşkıyla ilgilidir. İkincisi, Benjamin’in kendi siyasal bağlanma serüveninin öyküsüdür. Üçüncüsündeyse devrim sonrası Moskova belirir. Benjamin, 1924’te, Alman yas oyununu konu alan tezini yazmak için gittiği Capri adasında tanışmıştır Asja Lacis’le. Birkaç ay sonra yazdığı bir mektupta da adını […]

Walter Benjamin – Estetize Edilmiş Yaşam

Çağımızın önde gelen düşünürlerinden Walter Benjamin 1892 yılında Berlin’de doğmuştur. 26 Eylül 1940’da Fransa-İspanya sınırında, kırk sekiz yaşında intihar etmiştir. Hitler’in iktidara gelişinden önceki son on yıllık dönemde Almanya’da sanat ve edebiyat dergilerinde, gazetelerin sanat sayfalarında yazıları çıkan, bilinen, fakat fazla ünlü olmayan bir yazardı. Öldüğü günlerde Fransa düşmüş; İngiltere’ye Alman saldırısı başlamıştı. Hitler-Stalin paktı […]

Walter Benjamin – Bin Dokuz Yüzlerin Başında Berlin’de Çocukluk

Eski bir çocuk tekerlemesinde Muhme Rehlen adı geçer. “Muhme” bana hiçbir şey ifade etmediğinden,2 bu yaratık benim için, adı Mummerehlen olan bir hayalete dönüşmüştü. Bu yanlış anlama benim gözümde dünyanın görünümünü değiştirdi. Fakat iyi bir yolda değiştirdi; onun içerilerine doğru giden yolları gösterdi bana. Bu yanlış anlama için, kendisini destekleyen ne varsa doğruydu. Derken, tesadüf […]

Wadad M. Cortas – O Sevdiğim Dünya

ABLALARINA GÖRE, annem Wadad Makdisi Cortas, çocukken dine karşı güçlü bir eğilim gösteriyormuş. Sürekli dua eder, Kutsal Kitap’ı okurmuş. Bu durum babasını paniğe sevk etmiş; kızının misyoner olup çıkmasından korkarak, onu kız kardeşlerinin devam ettiği Evanjelik Amerikan okulu yerine laik bir devlet okuluna göndermeye karar vermiş. Kızını 1916’da Marie Kassab tarafından kurulmuş olan, Beyrut’taki Medresetül-benatü’l-ehliya’ya […]

W. Somerset Maugham – Boyalı Peçe

Dante’nin aşağıdaki mısraları bu hikâyeye ilham kaynağı olmuştur: Deb, quando tu sarai tornato al mondo, E riposato della lunga via, Seguito il terzo spirito al secondo, Ricorditi di me, che son la Pia: Siena mi fè; disfecemi Maremma: Salsi colui, che, innanellata pria Disposando m’avea con la sua gemma. İkinci ruhtan sonra, üçüncü ruh dedi […]

W. R. Reinfeld – A’dan Z’ye Satranc Ogreniyoruz

Yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaşan satranç oyunu, zekanın, stratejinin, sabrın ve centilmenliğin ön plana çıktığı bir akıl oyunudur. Aslında bir bakıma yaşam mücadelesinin tahtaya yansımasıdır. İleriyi görebilme, rakibin düşüncelerini ve hamlelerini sezebilme, zamana karşı yarışabilme gibi yetenekleri gerektiren ve pratik yaparak bu yeteneklerin gelişmesini sağlayan bir oyundur satranç. Kişinin içinde bulunabileceği psikolojik durumları şans olarak […]

W. G. Sebald – Saturn’un Halkalari

1992 Ağustosu’nda eyyam-ı bahur 1 sıcakları sona ermek üzereyken, İngiltere’nin doğusundaki Suffolk Kontluğu’nu yürüyerek dolaşmak üzere yola çıktım. Uzun süren önemli bir çalışmanın bitmesinin ardından içimi kaplayan boşluk duygusundan bu yolculuk sayesinde kurtulmayı umuyordum. Kısmen kurtulabildiğimi de söyleyebilirim, çünkü deniz kıyısından içeriye doğru uzanan ve yalnızca tek tük evlerin olduğu bu küçük yerleşim bölgesinde saatler, […]

Vüs’at O. Bener – Ihlamur Ağacı & İpin Ucu

(Baba girer. Elinde bir keser vardır. Merdivenin basamaklarını rahatça çıkar, gözden kaybolduktan sonra) OGUL ANA OGUL ANA OGUL ANA OGUL ANA OGUL ANA OGUL ANA oGUL Her allahm günü yüreğim, yüreğim diye sızlanan adama bak. Ne diyordum ben? Bir şey değil bir gün düşüp bir yanını kıracak. Söktüreceğim şu merdiveni. . Aynaya baktın mı sen […]

Vüs’at O. Bener – Havva

Yaşamasız’ı okumuştum ilkin: Cıvıltılı parklarda, güneşli meydanlarda, nemli banklarda, sıcak duvarlarda, boş kahve köşelerinde, ağlak çay bahçelerinde elimden kitap düşmediği eski yazlardan birinde … Şimdi, 1957 tarihli Yaşamasız’m kapağına -Fikret Otyam’m allı-yeşilli resmine- bakarken birden o yazın gölgesini anımsadım: “İstasyon gerilerde kaldı.” cümlesiyle başlayan “İ lki” öyküsünün beni sarıp sarmalayışım. Gelip çatan anlar vardır: Başınıza […]

Vüs’at O. Bener – Bay Muannit Sahtegi’nin Notları

YİNE öldürgen bir intihar sabahı, yirmi miligram nobraksin almama karşın, ellerimin titremesini önleyemiyorum; kaydın bay Muannit Sahtegi, yapma, seni konuşmak değil, yazmak kurtarır derken, yani günlük adı altında ilk üç beş tümcenin yazıldığı günden tam üç yıl sonra, yeniden başlamayı deniyorum. Yoksa, galiba, dün gördüğüm, yanı başında sulandırılmış rakı şişesi, dilenen ihtiyardan beter yıkılmış olacağım. […]

Vus’at O. Bener – Siyah Beyaz

Turgut Uyar’ın anısına Yürüyen kaldırımda duruyorum. Renk körlüğü mü başladı, okumuş muydum, uyduruyor muyum, köpekler siyah-beyaz görürmüş güya nesneleri, köpekleştim mi yoksa? Kuşkuya düştüğümü şimdi düşünüyorum. Her şey siyah-beyaz: Kıpkırmızı olması gereken –neden?– bakara gülleri, yemyeşil olması gereken –niçin?– çimenler, bordo olması gereken –niye?– spor arabasından mutlu çift gülücüklerini sergileyen reklam panoları… Bilinmeze götürüldüklerinden habersiz […]

Vus’at O. Bener – Kapan

Gogol’ün ünlü öyküsüyle ilgisi yok, deve tüyü, kolunu Nihal’in okşadığı paltomun çalınması öyküsünün. Bakıştık. Arka bahçeye açılan pencereyi açık bırakan kim? Önemli mi? Biricik, hem hayli pahalıya patlayan paltomu almış götürmüş biri. Pervazda çamurlu ayakkabı izleri. Pencerenin yüksekliği bir metre bile değil. Zıpladın mı odadasın. Suçlamaya kalkmadık birbirimizi. Polise bildirmenin sonuç vermeyeceği açık. Kapıcı Musa’yla […]

Vus’at O. Bener – Dost Yasamasiz

İkindiye doğru dükkânına uğradım. Kasap Ali dostumdur. Eline geçen parayı içkiye yatırır. Kör kedisini yanından ayırmaz. Bir yanda et parçalar, fukara kadınlara on kuruşluk ciğer doğrar, ötede kanlı ellerini pis önlüğünde temizleyerek rakısını gırtlağına aktarır. Yalnızdı. Geniş ağzını elinin tersiyle silerek buyur etti. Her zamanki gibi hatır sormadan, kulpsuz fincana rakı doldurup uzattı. Büyükçe bir […]

Vus’at O. Bener – Buzul Caginin Virusu

Buzlucam bölmeli dikdörtgen odanın, penceresiz, kapısı loş koridora hep açık üçte birine sıkışık, ayaklarından birinin kırığı takoz destekli masasına abanmış, sabah çayına eğri simidini daldırıp çıkarıyor. Ağzının kenarında yerleşikliğini inatla koruyan kabuk tutmuş uçuğu koparıp atarsa, çamaşırlıktan bozma barınağını bölüşmek zorunda olduğu çılgının gardiyanlığına gittikçe sıklaşan delirgen, kimi yalvar yakar başkaldırıları gevşer belki. Önündeki şişkin, […]

Voznesenski – Telefon Kulubesi

Çağdaş Rus şiirinde Andrey Andreyeviç Voznesenski, özel bir yere sahiptir. Klasik Rus şiiri geleneğine bakılırsa onun yapıtlarının Puşkin’den uzak olduğu görülür. O; asonansları nedeniyle Mayakovski, Hlebnikov ve Pasternak’ın doğal bir devamıdır. Zaten Voznesenski, bir Pasternak hayranıdır ve daha lise öğrencisi iken yazdığı ilk şiirlerini büyük ustaya gönderir. Gelişen kişisel ilişkiler nedeniyle Pasternak, bu genç yeteneği […]

Vonda N. McIntyre – Ay ve Gunes

Rahip Yves de la Croix, îsa Cemiyeti, 27, Cizvit ve doğa filozofu, Marie-Josephe’in ağabeyi. Marie-Josephe de la Croix, 20, Yves’in kız kardeşi, Matmazel’in nedimesi; yakın zamanda, Fransız kolonisi Martinique’ten (Mme de Maintenon’un Saint-Cyr’deki okulu aracılığıyla) Versailles’a geldi. *Madam, Orleans Düşesi, Bavyeralı Elisabeth Charlotte, Prenses Palatine, 41, Mösyö’nün ikinci eşi. *Mösyö, Philippe, Orleans Dükü, 53, Louis’nin […]