Yayla Padişahı Sülük Bey birden sıçradı, ellerine abanarak doğruldu, damarları kanlı gözlerini kırpıştırarak kapıya baktı. Kara kıllarla kaplı esmer gövdesi besili malaklara benziyo rdu: — Nedir ulan? Kudurdunuz mu kahpeler? Ya ben… Kafanızı almaz mıyım boynunuzu burup… Kırılası kafalarınızı… Elif kız kapı aralığında durmuş, Sülük Beyin çıplaklığım görmemek için gözlerini yere eğmişti: — «Bak bakalım» […]
Kategori: Genel
Kemal Tahir – Bozkırdaki Çekirdek
De bakalım, 275 Malak İlyas, bura nere? «—Kutsal Başkentimiz Ankara’dır öğretmenim! «—Ya siyim siyim yağan? «—Ahmak ıslatandır öğretmenim! «—Güçlü bir esinti bu pisliği sürüp götürmezse n’olur? «—Çoğa varmaz bütün ateşler söner, taş toprak, mal davar, adam odun birbirine karışır. «— Ulan aferin Malak İlyas! Şimdi beri baksın da, 319 Namık Atmaca, bunun ne demeğe geldiğini […]
Kemal Tahir – Bir Mülkiyet Kalesi
Odanın her şeyi, ipekten, atlastan, altın ve gümüşten, kristal ve kehribardan, antika biblolardan, abanozlardan, servet ve samandan, debdebe ve ihtişamdan ibaretti. Bu odanın pencerelerinden deniz, gökyüzü ve güneş bile başka türlü görünüyordu. Marangoz Mahir Efendi, halının üzerine oturup ayaklarım uzatmış, kollarını arkaya dayayıp som yaldızlı tavam seyre dalmıştı. “Gavur alçıya can vermiş! Boyayı içirmiş! Gavurda […]
Kemal Tahir – Aşk Çetesi
Açtı, ama nasıl? Domuzuna. Açlık, geveze bir arkadaştır. Aç adam dehşetli düşünür. Dehşetli karar verir. Fakat canına tak demeyince, bir şeyler beceremez. İşte Zeki Çizer, Beyazıt’tan türbeye doğru yürüyorken, hem düşünüyor, hem de içinden söyleniyordu: “Şimdi bir güzel bayana rastlasam, otomobilinde giderken beni görse. Olur ya kadındır, birdenbire sevse… Ateş-i aşkımdan yansa, tutuşsa, divane olsa. […]
Kemal Sayar – Hüzün Hastalığı
80’li yılların başında Polonya’dan Dayanışma Hareketi’nden bir kız gelir ve yazar Theodore Roszak’ı bulur. Adı Anna’dır ve ABD’ye yaptığı bu gayriresmi geziyle aydınlara kendi ülkesinde neler olup bittiğini anlatmak istemektedir. Sözlerle değil de kestirme bir ı yolu vardı: Sahip gözleriyle konuşan Anna’yı (Üçüncü Dünya hep öyle değil midir? Şark gözlerle simgelenemez mi?) kaldığı yere bırakırlarken, […]
Kemal Okuyan – Sovyetler Birligi’nin Cozulusu
Bir arkadaşım zamanında uyarmış, “gel şu kitabın adını SSCB’de sosyalizmin çözülüşü üzerine anti-tezler yapalım” demişti. Gerek görmemiş, “Sovyetler Birliği’nin çözülüşü…”nün yeterince açıklayıcı olduğunu düşünmüştüm. Sosyalizm olmadan Sovyetler Birliği olamazdı bana göre… Büyük konuşmamak gerekiyormuş. Yeni baskı için önsöz hazırladığım sırada, Rusya Federasyonu parlamentosu Duma’da beş üye, son Sovyet lideri Mihayil Garbaçov’un yargılanması için girişimde bulunuverdi. […]
Kemal Kirişçi – Kürt Sorunu Kökeni ve Gelişimi
Türk yetkililer, Türkiye’nin güneydoğusunda PKK’ye (Partiya Karkeren Kurdistan/Kürdistan Đşçi Partisi) karşı şiddetli bir mücadele vermektedir. Birçok masum sivil, PKK ve Türk güvenlik güçlerinin ateşi arasında kalırken, köyler boşaltılmakta ya da yakılıp yıkılmaktadır. Terörist eylemler, ülkenin diğer bölgelerindeki kent merkezlerini ve turistik alanları hedeflemektedir. PKK, geniş Kürt toplulukların da yaşadığı komşu Đran ve Irak’taki üslerden yararlanabilmektedir. […]
Kemal H. Karpat – Dagi Delen Irmak
Kemal Bey, sizi Kemal Karpat yapan çeşitli kaynakların başında herhalde aileniz geliyor. Bir söyleşinizde babanızdan çok şey öğrendiğinizi söylüyorsunuz. Aileniz de Osmanlı’nın Balkan-Rumen kültürünü taşıyan bir geçmişten geliyor. RomanyaDobruca’da doğmuş bir Kemal Karpat var karşımızda. Önce bize doğduğunuz yerleri anlatır mısınız, işittiğiniz, gördüğünüz kadarıyla aileniz oraya nasıl yerleşti? Nereden geldiler? Orada nasıl bir hayat kurdular? […]
Kemal Güler – Ateş Böcekli Saatim
Pöstekisini kuzinenin hemen arkasına yayan büyük babaannem, sıcağın etkisiyle olsa gerek hemencecik uykuya geçerdi. Meşe odunlarının yanarken çıkardığı “Tıs!” sesine büyük babaannemin puflama sesleri ve kuzinenin üstündeki ibrikte kaynayan suyun ibriğin emziğini yırtarcasına çıkardığı ıslık sesi de eklenince, harika bir orkestra melodileri doldururdu şirin odamızı. Akşama kadar şekerleme yaparak uykusunu alan büyük babaannem sabaha kadar […]
Kelly McKain – Denizyıldızı Kayası – Kayıp Hazine
Denizyıldızı Kayası’nda sıradan bir gündü. Derin ile Nilsu na şarkı söyleyip, saçlarını tarayarak zaman geçiriyorlardı. Kız kardeşlerine, – Hadi Spirulina, sen de bizimle şarkı söyle, diye seslendiler. Spirulina homurdanarak: – Ama bu çok sıkıcı. Böyle oturmaktansa, eğlenceli bir oyun oynasak ne güzel olurdu, dedi. FOOŞŞŞ! Tam bu sırada iki dev denizatının çektiği bir araba, suları […]
Kelly McKain – Denizyıldızı Kayası – Huysuz Korsanlar
Spirulina Denizyıldızı Kayası’ nda kız kardeşleriyle oturuyordu. Parlak mavi-yeşil .kuyruğuna midyeler yapışmıştı. Sıkıntıyla, – Denizkızı olmak çok sıkıcı, dedi. Kız kardeşleri onu duymazdan geldiler. En büyük ablaları Derin: – Ah Spirulina, lütfen uslu uslu otur. Yine başımıza bir iş açma, dedi. Spirulina muzip bir ifadeyle söylendi: – Ama kuyruğum sızlamaya başladı. Bütün gün böyle sert […]
Kelly Keaton – Karanligin Kizi
Yemekhane masasının altında, sağ dizim içine cin girmiş havalı matkap gibi sekiyordu. Bacaklarımdaki adrenalin beni Rocquemore Hastanesi’nden bir an önce, ardıma bile bakmadan kaçıp kurtulmaya zorluyordu. Derin nefes alış verişler. Kendimi toparlayıp sakinleşmezsem nefes nefese kalacak, utançtan yerin dibine geçecektim. Ayrıca böyle bir manzara hiç iyi olmazdı, özellikle de boş odaları olan bir tımarhanedeyken. “Bayan […]
Keith Ansell-Pearson – Kusursuz Nihilist
Lafı evirip çevirmeden söylemek gerekirse, yaşama karşı takınılacak temel olası tutumlar birbiriyle bağdaştırılamaz, dolayısıyla mücadeleleri asla kesin bir çözüme kavuşturulamaz. Bu yüzden kesin bir tercihte bulunulması zorunludur. M ax W e b er, “ M eslek O la ra k B ilim ” (1 9 1 9 ) Y apıtları kişinin en derin inançlarına m […]
Kazuo Ishiguro – Noktürnler
Tony Gardner’ın turistlerin arasında oturduğunu fark ettiğim sabah, bahar Venedik’e yeni yeni geliyordu. Her gün meydanda çalabildiğimiz ilk haftaydı; doğrusunu söylemek gerekirse, kafenin arka tarafından, merdivenleri kullanmaya çalışan müşterilerin yolunu tıkayarak çaldığımız bunaltıcı saatlerden sonra rahata ermiştik. O sabah oldukça güçlü bir esinti vardı, gıcır gıcır tentemiz tepemizde uçuşuyordu, ama biz kendimizi her zamankinden daha […]
Kazuo Ishiguro – Gunden Kalanlar
Birkaç gündür aklımı kurcalayıp duran geziyi gerçekleştirme olasılığım gitgide artıyor. Bay Farraday’in Ford’uyla tek başıma çıkacağım bir gezi bu; tasarladığım kadarıyla, İngiltere’nin en güzel kırlık yörelerini aşıp güneybatı kıyılarına kadar sürecek, böylece Darlington Malikânesi’nden beş altı gün kadar uzak kalmama neden olacak bir yolculuk. İşin doğrusu, bu tasarı, on beş gün kadar önce bir öğle […]
Kazuo Ishiguro – Gomulu Dev
Sonraki dönemlerde İngiltere deyince akla gelen kıvrımlı toprak yollara, sakin çayırlara o zamanlar rastlamanız zordu. Issız, işlenmemiş topraklar kilometreler boyunca uzanır, yer yer sarp tepeleri ya da çıplak bozkırları aşan engebeli patikalara rastlanırdı. Romalılardan kalma yolların çoğu artık parçalanmış, kimini ot bürümüştü, kırlardan ayırt edilmez olmuşlardı. Irmaklarla bataklıkların üzeri, bu topraklarda hâlâ varlığını sürdüren yamyam […]