KENDİSİNİ GÖREMEDİM. Ama daha Nur sarayının eşiğinde bir delikanlıyken, 1963’te, Gaziantep’te, onun vefat haberini yaşlı gözlerle anlatan Nazım Gökçek’ten duyduğumdan beri, yüreğimde ona karşı ayrı bir sevgi vardır. Can Çocuk, Canan Çocuk ve Ceylan Çocuk! Evet, onun bahsi olunca Bayrak ve Fetih Şairi Arif Nihat Asya’nın “Ceylan Çocuk!” isimli nefis yazısı gelir hatırıma. Ne gariptir […]
Kategori: Genel
Ihsan Atasoy – Bayram Yuksel ve Ali Ucar
SAF BİR KÖYLÜ ÇOCUĞU olarak dünyaya gelen Bayram Yüksel’in Risale-i Nur hizmetinde önemli bir yeri vardır. Yıllarca o Büyük Ruh Mimarı’nın ocağında piştikten sonra onun nurlu ellerinde âdeta şekilden şekle girmiş, olgunlaşmış, Nur talebelerinin şefkatli, ihlaslı, sadakatli ve gayretli Bayram Ağabey’i olmuştur. Etrafındakilere en çok telkin ettiği şey, “Ben bir grubun değil, bütün Nur talebelerinin […]
Ihsan Atasoy – Allah Resulu ile 24 Saat
Bu kitabı okurken, lütfen hayalinizi de elinize alınız, tıpkı bir kamera gibi… Çünkü bu asrın sahilinden dalacak, zamanın deryasından geçecek, Ceziretü’l-Arap’a çıkacağız. O zâtı vazife başında görüp ziyaret edeceğiz. Haydi, atın üstünüzden gaflet örtülerini, dalın mazinin derinliklerine! Bakın, yüzlerce kişi arasında nasıl da seçiliyor… Nasıl bir güzellik, nasıl bir cazibe bu! Yıldızlar arasında dolunay gibi… […]
Ihsan Atasoy – Ali Ihsan Tola
ALİ İHSAN TOLA, “Ahirzaman Müceddidi”nin harikulade hallere mazhar, maddî ve manevî ilimlerle mücehhez, çok yönlü, pek acaip ve garip, nev-i şahsına münhasır bir talebesidir. Nebatat, madeniyat ve ledünniyat gibi farklı ilimlerin sırlarına vakıf bu zat, bir kürsü gibi kullandığı küçük odasındaki karyola üzerinden, her gün ziyaretine gelen yüzlerce insana maddî ve manevî ders verip şifa […]
Ihsan Atasoy – Ahmed Feyzi Kul
RİSALE-İ NUR TARİHİNDE meşru zeminlerde, delil ve ispata dayalı müdafaaların ve hukuk içinde yapılan mücadelelerin rolü elbette büyüktür. Bütün tahriklere ve zorlamalara rağmen Üstad, bu yolu terk etmemiş, asla menfî harekete girmemiş, talebelerinin girmesine de izin vermemiştir. O, hareketini, “Biz hakim değil, mahkumuz” stratejisi üzerine bina etmiş, bunun gereği olarak hep akıl ve insafı harekete […]
Iffet Oral – Vapurda
İdil Işıl Gül, Ulaş Karan – Ayrımcılık Yasağı
Ayrımcılık yasağı kavramı, büyük ölçüde II. Dünya Savaşı sonrası dönemde ortaya çıkmış bir kavram. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de farklı kimliklere sahip çok sayıda farklı kişi grubu bulunuyor ve ayrımcılık vakaları yaşanıyor. Türkiye’de bugüne kadar fazla gündeme gelmeyen bu kavram giderek daha sık gündeme geliyor ve ayrımcılığa uğrayan kişiler ve gruplar tarafından sıklıkla dile […]
İbrahim Yıldırım – Müşteki Aşklar
– Ali Nuri bu! Avare sandal iþte . Dümeni kýrýk, pusulasý bozuktur Yol izlemez, söz dinlemez bir adamdýr Dün, on yýl sonra Niþantaþý’ndaki eve gittim. Bu ziyaret; a. tuhaf ve zincirleme rastlantýlar sonucu gerçekleþen bir güdülenme miydi, b. kader miydi, c. yoksa, benden Emin Nihat hakkýnda yazý isteyen, dergi yöneticisi arkadaþýmýn, Sahaf Yasef ile birlikte kurduðu […]
Ibrahim Yildirim – Kumcul
Y˝llar ˆnceydi, kˆks¸z bir kum bitkisi gibi savrulup duruyordum: o zamanlar benim gibi olanlara bir ad konmu˛tu: kumcul. Bu ad, o amans˝z dˆnemlerde ya˛ad˝klar˝m˝za Áok uygundu: ne zaman sert r¸zgarlar˝n eseceðini hissetsek, bir kumcul gibi savrulup yer deði˛tirir, yollara d¸˛er, k˝r˝mdan ve k˝y˝mdan uzak durmaya Áal˝˛˝rd˝k. Bu t¸r zorunlu yolculuklar˝m˝z her defas˝nda ˝ss˝z, bir o […]
İbrahim Sarı – Kanseri Yenen Kitap
Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel addır. Kanser, genellikle kontrolden çıkan hücrelerin sürekli çoğalmalarıdır. Kanserler, malignant (kötü huylu) tümörlerdir; yani benign (iyi huylu) tümörlerin aksine başka dokulara sızma ve yayılma (metastaz) özelliği gösterir. Kanserli hücreler neden sürekli bölünürler? Kültürde, normal hücreler komşu hücrelere yapışarak ilişkilerini devam ettirirler. Bu yapışma […]
Ibrahim O. Kaboglu – Turkiye’nin Anayasa Gundemi
Soru 1: Anayasa nedir? Anayasacılık nedir? Türkçede “anayasa” olarak kullandığımız sözcük kavramsal kökenini Latince “kurmak” ya da “kuruluş” anlamına gelen sözcüklerde bulur (“constituo” ve “constitutio”). Bununla birlikte dünyada ilk kez ve yazılı tek bir metinde modern devletin erklerinin (yasama-yürütme-yargı) düzenlenmesi ve insan haklarının devlete karşı korunması anlayışına karşılık gelen “anayasa”lar 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Öncü […]
Ibrahim Kaypakkaya – Secme Yazilar
“KÜÇÜK GRUPLAR VE BÜYÜK CÜRETLER” 2003 yılının yaz aylarında bir grup yolcu, Malatya’nın köylerinden arabayla geçerken, yol kenarında bulunan kayısılardan bir miktar almak isterler. Kendilerine yetecek kadar kayısı toplar ve tarla sahibi köylüye ücretini vermek isterler. Bu sırada yolculardan birisi köylüye: “Amca sen İbrahim Kaypakkaya diye birisini tanır mısın?” diye sorar. Böyle bir soru karşısında […]
İbrahim Kafesoğlu – Büyük Selçuklu İmparatoru~Sultan Melikşah
İbrahim Kaboğlu – Çevre Hakkı
20. yüzyıldan geçmişe dog’ru bakıldığında, hak ve özgürlükler sorunu olarak İnsan Hakları’nın tohumlarının iki bin yıldari daha uzun bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, insan haklarının modern anlaşdış biçimi ve bunun pozitif hukukça metinlerde ifade edilişi, sadece iki yüzyılı biraz aşkın bir dönerne uzanır. Çevre hakkının bir insan hakkı olarak geçmişi ise, iki on […]
İbrahim Canan – Tıbbi Nebevi
Bu kitap, “Kütüb-i Sitte Muhtasan Tercüme ve Şerhi” adlı 18 ciltlik eserimizin 11. cildinde yer alan tıbb-ı nebevî ile ilgili bahisten ibarettir. Orada çıkmış olmasına rağmen, müstakilen neşrine niye ihtiyaç duyulduğu sorusu, haklı olarak, birçok okuyucunun hatırına gelecektir, açıklayalım: Tıb çevrelerinde bilindiği üzere, son zamanlarda, alternatif tıb adı altında, yeni tedavi metodlan arayışlan gündeme gelmiştir. […]
Ibrahim Canan – Hz. Peygamberin Sunnetinde Terbiye
1-Istılahî tabirler için sona bir lügatçe eklenmiştir. Çoğu kere metinde koyu harflerle yazılan bu tabirler için lügatçeye bakmak gerekecek. Bilhassa günlük lisanımıza giren kelimelerin istilahî kullanılışı iltibasa sebep olabilir. Mesela hadisi tashih etti deyince “hadisin sahih olduğunu kabul etti” şeklinde anlamak gerekir. 2- Müellifinin ismiyle meşhur olan kitapları meşhur olduğu şekilde verdik. Ancak kısaltmalar kısmında, […]