“Uluslararası İlişkiler” alanında çalışan düşünce kuruluşları, araştırma merkezleri ve üniversiteler, bu arada NATO, belirli aralıklarla dünyamızın kriz potansiyeli taşıyan sorunlarının listelerini yaparlar. Listelerde yer alan sorunların sayısı, listeyi yapan kuruluşlara ve listelerin hazırlandığı yıllara göre değişse de, genelde 20-25 kadardır. 1990’lı yılların ortalarından bu yana kriz listelerini izlemeye çalışıyorum. Dünyadaki hiçbir ülke, listelenen sorunlara Türkiye […]
Ulrike Edschmid – Philip S’in Kaybolusu
Ambulansın önünde gazeteciler birikmişti. Gazetedeki fotoğraflar tel örgülerin önünde diz çökmüş bir polisi gösteriyordu. Polis memuru iki araba arasında sırtüstü yatıyordu. Göğüs kafesi hizasında koyu bir leke vardı. Vücudu parke taşlan üzerinde onu diğer yaşayanlardan ayıran tebeşir çizgisiyle çevrelenmişti. Gözakları kararmış yakışıklı bir adamdı. Silahı, yere düşerken elinden fırlamış olmalıydı. Ölümü esnasında birkaç metre ileride […]
Uğur Mumcu – Terörsüz Özgürlük
Batılıların «chronique» dedikleri köşe yazarlığı, bizde öteden beri büyük bir gelişme göstermektedir. Aradaki ayrım birincilerin daha çok yazın kroniği, tiyatro kroniği, müzik kroniği, politika kroniği gibi uzmanlık dallarına ayrıldığı ve bu «fööşe» lerde boy gösteren yazarların en fazla haftada bir iki kez kalem oynatmalarına karşılık bizimkilerin hemen her gün çeşitli konulara değinmeleri ya da değinmek […]
Uğur Mumcu – Suçlular ve Güçlüler
12 Mart, amaçlarına ulaşabilmiş değildir. Fakat İZ Mart’a yol açan nesnel koşulların değiştiği pek söylenemez. Bunun içindir ki, 12 Mart’ı ve onu hazırlayan ekonomik, toplumsal ve siyasal nedenleri dikkatle incelemekte yarar var. EKONOMİK VE TOPLUMSAL ÇIKMAZ 1969 ve 1970 yılları, toplumun bütün kesimleri için bir bunalım dönemi olmuştur: Sanayi, hammadde sağlama güçlüklerinin yanı sıra, önemli […]
Uğur Mumcu – Söz Meclisten İçeri
«Parlamentolar toplumların aynalarıdır» sözü ne ölçüde doğrudur, bilemem. Belki bir bakıma doğrudur; parlamentolar, toplumlara «gökten zenbil ile» düşmez, milletvekilleri, senatörler, toplumların içinden çıkar; parlamento bu bakımdan bir «ayna» sayılabilir. «Parlamentolar toplumların aynaları» sözü bir bakıma da yanlıştır. Yanlıştır, çünkü, seçim sistemleri ve ülkenin yapısal özellikleri, halkı, parlamento aynasında olduğu gibi yansıtmaz. Bu aynada, çoğu kez […]
Uğur Mumcu – Silah Kaçakçılığı ve Terör
«Beni öldürecekler!» Telefondaki ses ısrarla bu iki sözcüğü yineliyordu: Beni öldürecekler, beni öldürecekler! «Kimler» diye soruyorum: , «Siz tanımazsınız, bunlar çok tehlikelidir!» Telefonun öbür ucundaki ses, adının İbrahim Telemen olduğunu bildiren bir kişiydi. Birkaç gündür, İstanbul’dan gazeteye ve evime telefon edip, sormaktaydı: «Benimle görüşmez misiniz?» Görüşmesine görüşürdüm, ama kimdi bu adam? Ve ne amaçla benimle […]
Uğur Mumcu – Papa Mafya Ağca
Birçok insanda en karmaşık sorunları birkaç genel ve soyut sözcük ile çözümleme alışkanlığı vardır. Papa’ya suikast girişimi ile İpekçi cinayeti de çoğu kez bu alışkanlıklarla ele alınıp, değerlendiriliyor. Oysa terör olgusunun ardındaki karmaşık nedenleri, genel sözler ve soyut kuramsal yaklaşımlarla algılamanın olanağı yoktur. İpekçi cinayetini, daha önce Cumhuriyet Gazetesinde dava belgelerine dayalı olarak incelemiş ve […]
Uğur Mumcu – Kürt Dosyası
Uğur Mumcu’nun elinizdeki bu son çalışması ne yazık ki, tamamlanmış değil. Eğer tamamlanabilmiş olsaydı, Uğur o eşsiz araştırmacılığı, kılı kırk yaran titizliği, insanı hayrete düşüren çalışma gücüyle, ülkemizi kan ve ateşe boğan terör ile ilgili, bize kimbilir daha ne şaşırtıcı ipuçları verecek, günümüz olaylarını daha iyi kavramamız açısından, kimbilir hangi aydınlatıcı gerçekleri günyüzüne çıkaracaktı. Uğur […]
Uğur Mumcu – İnkılap Mektupları
Osman Koksalın ölümünden önce büyük bir özenle hazırladığı ve sekiz klasörde topladığı anıları, ailesinin bütün aramalarına karşın bulunamadı. Anılar, bilinmeyen ellerce çalınmıştı. Bu anıları kim çalmıştı? Anılar ne amaçla çalınmıştı? Köksal’ın eşi ve iki çocuğu bu sorulara henüz yanıt bulamamışlardır. Köksal’ın anılarını çalanlar, evdeki «manevra sandığı» içinde saklanan mektupları ve anıların ilk taslaklarını unutmuşlardı, işte […]
Uğur Mumcu – Devrimci ve Demokrat
1950’lerden bu yana. tam sekiz kez sıkıyönetim ilan edilmiş, böylece her dört yıla bir genel seçim ve her üç buçuk yıla da bir sıkıyönetim düşmüş… Dahası var: Bu süre içinde bir ihtilâl, iki ihtilâl girişimi, yarı-ihtilâl anlamına gelen iki Silâhlı Kuvvetler muhtırası yaşanmış… Aynı dönem içinde, bir Başbakan, iki bakan, bir kurmay albay, bir binbaşı […]
Uğur Mumcu – Dersim
– Kürt meselesi hakkında sizin fikrinizi bilmiyorum, daha kesin bir karara varmanız için bunu yazıyorum. Damat Ferit bana geldi, sulh anlaşmasına göre Kürtler ayrı bir devlet olacaklar. Kürt liderleri Mustafa Kemal’i sevmezler, çünkü o bolşevikliği getirmek istiyor. Siz Mustafa Kemal’den nefret ediyorsunuz. Çünkü o sizin yaptığınız anlaşmayı kabul etmiyor. O halde Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı […]
Uğur Mumcu – Bir Uzun Yürüyüş
Türkiye’de yakın geçmişin siyasal tarihi henüz yazılmış sayılmaz. Siyasal partiler ile ilgili yayınlar yok denecek kadar azdır. Türkiye’deki sol akımlar ve partiler konularındaki araştırmalar ise henüz başlangıç aşamasındadır. Doç. Dr. Mete Tuncay’ın, ‘Türkiye’de Sol Akımlar» başlıklı incelemesi 1908-1925 yılları arasındaki oluşumları kapsamaktadır. Hikmet Bila tarafından yazılan «CHP Tarihi» adlı kitap da – yanılmıyorsam – alanındaki […]
Uğur Mumcu – Bir Pulsuz Dilekçe
Ecevit, 3 Haziran 1976 tarihinde yaptığı bir konuşmada bu gidişe Türkiye’nin dayanamıyacağını ileri sürüyordu: *Seçime yaklaşılan aylarda ilerisi çok fazla düşünülmeden seçmeni tatmin etmeyi gözetici politika* lar uygulanabilir. Halen zengin ülkelerin bile seçim ekonomisi denen bir sürece, ancak birkaç ay tahammülü vardır. Türkiye’nin hiç tahammülü yoktur. Fakat 1,5 yıldır Türkiye’de en sorumsuzca bir seçim eken […]
Uğur Mumcu – Aybar İle Söyleşi Sosyalizm
Siyaset biliminin en çok tartışılan konularından biri Marksizm’dir. Bu tartışmaların herkesçe benimsenen bir sonuç ile noktalandığı söylenemez. Tartışma bugün de sürmektedir. Bu tartışma, yalnızca Marks’ın yapıtları üzerinde değil, bundan daha çok Marksizm’i benimsediklerini ileri süren kişi, parti ve rejimlerin Marksizmi yorum-layış biçimleri üzerinde yoğunlaşıyor. Böylece Marksizm adına çeşitli Marksist yorumlar ortaya çıkıyor. Birbiriyle çelişik savlar […]
Uğur Mumcu – 40’ların Cadı Kazanı
40 yıllar, yazın târihimizin pek aydınlanmayan bir bölümünü oluşturuyor. Cumhuriyet gazetesinde 1990 yılı 11-24 Şubat günleri arasında yayınlanan «40’ların Cadı Kazanı» başlıklı yazı dizisinde bu döneme damgalarını vuran kişiler ve olaylar incelendi. Yayınlanan belgelerin bir kısmı ilk kez gün ışığına çıkıyordu. Bazı belgeler de tozlu dosyalar arasında unutulmuştu. Adliye mahzenlerindeki dosyalarda kâğıt yapılmak üzere Seka’ya […]
Uğur Mumcu – 12 Eylul Adaleti
İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın, 21 Mayıs 1960; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde avukat olarak görev yaptı. 12 Eylül döneminde DİSK davasının avukatlığını yaparken Barış Derneği soruşturması nedeniyle tutuklandı; uzun süre askeri ve sivil cezaevlerinde kaldı. Orhan Apaydın, cezaevindeyken ölümcül bir hastalığın pençesine düşmüştü. Ağabeyi Burhan Apaydın, bir gün bana telefon ederek, […]