Vâris-i mülk-i Süleyman» hadeka-i sultani rüûsu’s-salâtîn sahibü’l-izzii ve’t-tem-kîn mahz-ı lûtfullahi’l-kirâm oğlum Sultan Cem Allahu bekan yazıla.» Fatih Sultan Mehmed Han Dumrul deresinin ak taşlarla sessizce kucaklaşmasına, kucaklaşıp her birinin alnına köpükten pak bir öpücük kondurmasına, ardından bir türkü tutturup yatağına boylu boyunca uzanmasına bakarken, ağzına attığı koca lokmayı çiğnemeyi unuttu; yan yapıldak bir dalgınlıkla dereye […]
Yavuz Bahadiroglu – Caka Bey
Güneş ilk ışıklarını çadırların üstüne serpiyordu. Sabah meltemi, ince hıçkırıklarla sarsıla sarsıla çadırların arasında geziniyordu. Kâh meydanın ortasına dikili Selçuklu sancağını okşuyor, kâh ulu çınarın yapraklarını hışırdaƨyordu. Nihayet bir çığlıktan ürktü, çığlıkla birlikte bey çadırına daldı. “Düşman göründüüü! Düşman göründüüü!” Çavuldur Bey, daha ilk çığlıkta doğruldu. Başucuna asılı kılıca el aƴ. Yine Bizans’la hesaplaşacakƨ. Bunun […]
Yavuz Bahadiroglu – Buhara Yaniyor
Karakum çölünün eteklerine kadar uzanan orman derin bir sessizliğe gömülmüştü. Bazen bir baykuş sesi, bazen bir çakal çığlığı sükûneti bozuyor, bazen de bir kurt uluması duyuluyordu. Kış erken bastırmıştı. Zemin ince bir kar tabakasıyla kaplı idi. Üstüne ay ışığı vurdukça yer yer parlıyor, gümüşî kıvrımlar meydana geliyordu. Süvari yorgun görünüyordu. Atının yularını bırakmış, buz tutan […]
Yavuz Bahadiroglu – Boslukta Yurumek
Bel kemiğine çömelen ağrıyı ürkütmek ister gibi hızla doğruldu, bir kolunu kazmanın sapına dayayarak gerindi, öylece köyden yana baktı. Yukarıköy, tabiatın yeşiline sarınmış terliyordu. Kestane püsküllerinin kokusu ıhlamur çiçeklerinin kokusuna karışmış, her yer baharın büyüleyici güzelliğine banmıştı. Yukarıköy’ü Aşağıköy’den ayıran dere uzun ıhlamurların siperinde kayıptı, görülmüyordu. Ama Ali için bu köyde meçhul yoktu, her karış […]
Yavuz Bahadiroglu – Biz Osmanli’yiz
MALAZGİRT’TE ALPARSLAN’IN üzerine yürüyen Bizans ordusunda bulunanların ortak adı “düşman”dı; Selçuklu ordusunun içinde yer alan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut vs. gibi etnik unsurların ortak adı ise “kardeş”ti… Kosova’da, Niğbolu’da, Varna’da, Preveze’de olanlar da hiç farklı değildi. “Kardeş’ler, “düşman’la savaşıyor, savaş sonrasında ise ortak zaferin tadını çıkarıyorlardı… Zafer çizgisi günün birinde Çanakkale’ye dayandı. Çanakkale […]
Yavuz Bahadiroglu – Binatli
Tuna suyu boz bulanıktı. Tuna suyu çamur deryasına banmış, kıvrım kıvrımdı. Ürkek ürkek yuvarlanıyordu Tuna suyu. Binatlı akıncının yiğit kumandanı Gazi Timurtaşoğlu Umur Bey atından indi, yerden bir taş aldı, fırlattı Tuna suyunun boz bulanıklığına doğru: “Be hey!” dedi hasret soluklanarak, “Be hey Tuna, çıkışın kandedir bilmem amma, teey oralara kadar varmak dilerim, almak dilerim, […]
Yavuz Bahadiroglu – Bediuzzaman Said Nursi
KOYU SİS, KÂBUS GİBİYDİ. Bütün soğukluğu ve ürkütücülüğü ile Eğridir Gölünün üstüne çökmüştü. Abandıkça abanıyor, hava soğudukça soğuyordu. Güneş, kara bulutların tuzağına düşmüştü. Kara bulutlar, güneşin yalnız sıcağını değil, ışığını da yutmuştu. Eğridir Gölü, gün ortasında geceyi yaşıyordu. Büyücek bir kayık, sisin böğrüne saplıydı. İki kayıkçıdan biri yelken kullanırken, diğeri uzun bir sırıkla buzları kırmaya […]
Yavuz Ahundlu – Karabag imdat cigligi
22 yıldır Ermeni şovenistleri Azerbaycan’ın eski kültür ocaklarından biri olan Karabağ işgal etmek amacı ile kötü bir yola girmişler, onlar ken-di ağalarının yardımına güvenerek silah gücü ile bu yurdu Ermenistan’a bağlamak için on binlerce masum insanın hayatına son vermişlerdir. Ön-ce Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin hepsini kovmuşlardır. Kasım 1988’de Azerbaycanlıların kovulması ve yapılan vahşetler dün-ya kamuoyunca […]
Yaver Suphi – Enver Pasa’nin Son Gunleri
Enver, Talat ve Nazım Paşalar Nasıl Kaçtı? [1] 1918 yılı İkinciteşrin [Kasım] üçüncü günü akşamı. Kasvetli, fırtınalı, yağmurlu berbat bir hava. İnsanı kışın vaktinden evvel gelmiş olduğuna inandıran soğuk bir gün doğusu rüzgârı, iliklere işleyen ince bir yağmurla karışık etrafı allak bullak ediyor, her tarafı kasıp kavuruyor. İstanbul halkı, dört sene süren kanlı ve çetin […]
Yaşar Nuri Öztürk – Allah ile Aldatmak
Müslüman halklar ve özellikle Türk halkı aşın duygusal; özellikle çok sevdiği dini söz konusu olduğunda Türk halkı neden asırlardır sürekli bir biçimde aldatılıyor? Yanıtın Kur’an’da olduğuna inanıyorum Kur’an Allah ile aldatılmayın! ihtarında bulunuyor Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu aldatıldıklarının farkında olma imk nından büyük ölçüde yoksun bulunmalarıdır Çünkü derinden inandıkları ve içtenlikle […]
Yaşar Nuri Ozturk – Kur’an-i Kerim Meali
FATIHA 1.Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. FATIHA 2.Hamd,alemlerin Rabbi Allah’adır. FATIHA 3.Rahman’dır,Rahim’dir O. FATIHA 4-Din gününün Malik’i,sultanıdır O… FATIHA 5.Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. FATIHA 6.Dosdoğru giden yola ilet bizi… FATIHA 7.Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna… BAKARA 1.Elif,Lam,Mim. BAKARA 2.İşte sana o Kitap!Kuşku,çelişme,tutarsızlık yok onda.Bir […]
Yaşar Kemal – Zulmun Artsin
Bizi düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni yapmışlar. Allah beterin beterinden saklasın derler, bir de düşünenleri, gelin şuna düşünenleri demeyelim, düşünmeye çabalayanları hep öldürmüşler. İstanbul, bir zamanlar, düşünmeye çalışanlara cehennem olmuş. Düşünmek, tıpatıplaşmanın dışına çıkmak demektir. Düşünmek, kişiliği olmak demektir. Düşünmek, en küçük anlamda, var olmak demektir. Ve insanlar düşünmeyi öğrendikleri zaman, dünyayı […]
Yaşar Kemal – Yolda Seçme Öyküler
Yaşar Kemal, sadece dönemimizin değil, roman türünün büyük ustalarından biridir. Onun tarihle mitosu, düşle gerçekliği, aleladeyle olağandışıyı birleştiren büyük hacimli, epik ruhlu romanları aynı zamanda birer dil şölenidir de. Bu dil, romanların geçtiği yörenin özel kelimeleriyle Anadolu Türkçesinin zengin dil hazinesinin harmantanmasından oluşmuştur. Üslup canbazlığı yapmayan bir üslupçudur Yaşar Kemal. Yer yer gerçekten şiire dönüşen […]
Yaşar Kemal – Yasar Kemal Kendini Anlatiyor
Elinizdeki kitabın oluşumuna tanık olmuş talihli insanlardan biri de benim. Alain Bosquet ile Yaşar Kemal aracılığıyla 1978 yılında tanışmıştım. Alain’in Une Mère Russe1 adlı romanı ile şiirlerini2 çevirirken mektuplaştık, telefonla konuştuk. Bu süre içinde onun en yakın ikinci Türk dostu ve arkadaşı oldum. İlk kez 1980 yılının nisan ayında Paris’te karşı karşıya geldik. Alain Bosquet’nin […]
Yaşar Kemal – Yağmurcuk Kuşu
Silme bir ay ışığı köyün koyağını ağzına kadar doldurmuştu. Salman taş avlunun köşesinde kıpırtısız duruyor, duyulur duyulmaz bir türkü mırıldanıyordu, bir hoş, bir eski zaman türküsü … Çocuklar gene pıslanpatır oynamaya çıkmışlardı. Pıslanpatır bir tür saklambaç oyunuydu ve geceleri ay ışığında oynanırdı. Köyün pıslanpatıra çıkmış çocukları ikiye ayrılır, bir bölüğü köyün en olmayacak yerlerine saklanırlar, […]
Yaşar Kemal – Üç Anadolu Efsanesi
Hey kardeşler, hey dostlar, yolda belde, tavlada tarlada, kırda ovada durup da bizi dinleyenler, okuyanlar, dünyanın kaç bucak olduğunu soranlar, bilenler, hey yedi iklim dört bucağı gezenler, size bir destanımız var. İnsanoğlu şu dünyada neyi arar, arasa arasa dostluğu, kardeşliği arar, sözü çok uzatmak neye yarar… Biz başlayalım Köroğlunun hikayelerini anlatmaya birer birer. Gidelim eski, […]